Yalan ve hilenin zararları
Dinimizin ehemmiyetle üzerinde durduğu konulardan biri yalan
söylemek olup katiyetle haram ve yasaktır.
Ancak, bir iki nokta istisnadır: Harp zamanında düşmana yalan
söylenebilir. Zira harp hiledir. Sulh zamanında iki kişinin arasını düzeltmek
için söylenebilir.
Yalan, gerçeğin karşıtı, kişinin doğruluktan ve dürüstlükten
ayrılması, olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermesi demektir. Hile ise, aldatma
ve sahtekarlık anlamlarına gelir. Örneğin hasta olmadığı halde hastaymış gibi
davranmak, bilmediği soruyu, kopya çekerek cevaplamak, ürünlerin içine sahte ve
kalitesiz maddeler karıştırmak, gibi şeyler hiledir.
Yalan söyleyen ve hile yapan kişinin onur ve saygınlığı
zedelenir. Böyle bir insanın çevresiyle barışık, sağlıklı ve özgüven içerisinde
yaşaması mümkün değildir. Sürekli yalan söyleyen ve insanları aldatan kişinin
toplumda saygın bir yerinin olması düşünülemez. Yüce Allah Kur’anı Kerim’de:
“Ey İman edenler! Allah’tan Korkun ve doğru söz söyleyin”
(Ahzab 70)
“Yalan sözden kaçının” (Hac 30) buyurmuştur. Peygamberimiz
de;
“Yalan kötülüğe, kötülük cehenneme götürür. İnsan yalancılık
yapa yapa nihayet Allah katında yalancılardan yazılır” demiştir.
Bireyler arasında güven duygusunu ortadan kaldıran yalan ve
hile; aileleri parçalayan, komşuluk ilişkilerini engelleyen toplumsal bir
hastalıktır. Adaletin gerçekleşmesi için gerekli olan şahitlik kurumu, yalan
yere yapılan şahitlikle zedelenir ve haklı ile haksızın ayırt edilmesi önlenir.
Haklı hakkını alamaz, suçlu da cezalandırılamaz. Bu gibi durumlar toplumda
huzursuzlukları artırdığı gibi, bir çok suçsuz insanın da sıkıntıya düşmesine
neden olur.
Yalancı küçük bir çıkar için, başkalarına yalan söyleyerek
onları aldatır. Böylece hem kendi onur ve saygınlığını zedeler hem de başkalarına
zarar vermiş olur. Yalan söyleyen kişi kendisine olan saygı ve güvenini
yitirir. İçinde gizlediği gerçek, sürekli onu rahatsız eder.
Yalan söylemenin çeşitli nedenleri vardır. Bazı yalancılar
bir çıkar sağlamak veya birilerini korumak için yalan söylerler. Bazıları ise
övünmek veya önemli olduklarını anlatmak için yalan söylerler.
Özü sözü doğru olan, inancının gereğini yerine getiren
insanlar toplum tarafından sevilirler. Yalancılar ise toplumun huzurunu
kaçırırlar. Toplumda güven duygusunun zedelemesine neden oldukları için hiç
kimse tarafından sevilip sayılmazlar. Yalan yere yemin etmek ise yalana Allah’ı
şahit göstermek olduğundan çok daha büyük bir günahtır.
İslam’ın kurallarına uymak isteyen bir kişi kesinlikle
yalanın ve hilenin her çeşidinden uzak durmalıdır. Kendisi ve yakınlarının
zararına bile olsa hiçbir zaman doğruluktan ayrılmamalıdır. Doğruluğun ödülünün
mutlaka Allah tarafından verileceğine inanmalıdır. Aile yaşamında, ticarette,
memurlukta, idarecilikte, devlet ve ulus hizmetinde, kısacası toplumun her
kesiminde insanların birbirlerine karşı doğru ve dürüst olması herkes için bir
görevdir. İnsanlar arasında güvensizlik meydana getirecek bir davranış olan
yalan ve hileden kaçınmalı ve uzak durmalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder